Probiyotikler, potansiyel sağlık faydaları nedeniyle son yıllarda önemli bir popülerlik kazanmıştır. Genellikle ‘iyi bakteriler’ olarak adlandırılan bu canlı mikroorganizmalar çeşitli gıdalarda ve takviyelerde bulunabilir. Bu kapsamlı rehberde probiyotiklerin dünyasına girerek faydalarını inceleyecek ve onları günlük rutininize dahil etmeniz için değerli bilgiler sunacağız.
Probiyotikler, yeterli miktarda tüketildiklerinde sağlık açısından çeşitli faydalar sağlayan canlı bakteri ve mayalardır.
Probiyotikler bağırsakları kolonize ederek ve bağırsak mikrobiyotasının bileşimini modüle ederek çalışır.
Lactobacillus, Bifidobacterium, Saccharomyces boulardii ve Streptococcus thermophilus dahil olmak üzere çeşitli probiyotik türleri vardır.
Probiyotiklerin başlıca faydalarından biri bağırsak sağlığı üzerindeki olumlu etkileridir.
Araştırmalar, probiyotiklerin antikor üretimini uyararak ve bağışıklık hücrelerinin aktivitesini teşvik ederek bağışıklık sisteminin işlevini artırabileceğini göstermektedir.
Ortaya çıkan araştırmalar bağırsak ve beyin arasında bağırsak-beyin ekseni olarak bilinen bir bağlantı olduğunu göstermektedir.
Sağlıklı bir kiloyu korumak genel sağlık için çok önemlidir ve probiyotiklerin kilo yönetiminde oynayabileceği bir rol olabilir.
Probiyotiklerin faydalı etkileri bağırsaklarla sınırlı değildir.
Bir probiyotik takviyesi seçerken, amaçlanan faydalarını göz önünde bulundurmak çok önemlidir.
Probiyotikler sadece takviyelerden değil aynı zamanda belirli gıdalardan da elde edilebilir.
Sağlıklı olabilmenin ön koşullarından birinin yeterli ve dengeli beslenmek olduğunu belirten uzmanlar bazı metabolik, psikolojik ya da sosyolojik faktörlerin çeşitli beslenme sorunlarına yol açtığını söylüyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bayrampaşa Devlet Hastanesi ziyareti sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Koca, “Gelecek aydan itibaren özellikle randevusunu alıp gelmeme durumuna karşı birtakım çalışmalar yaptık bunu aşama aşama sorunu çözene kadar devam edeceğimizi söylemek istiyorum” dedi.
Depresyonun 25 ila 44 yaş arasında daha sık görüldüğü ifade eden uzmanlar, bu yaş aralığındaki kadınlarda, erkeklere göre iki kat daha fazla depresyon vakasının rapor edildiğini söylüyor.