İlgili şirketin yetkililerinin imam olarak görevli olduğu ortaya çıkınca yurttaşlar Diyanet İşleri Başkanlığı’na “İlgili kişiler dini değerleri öne sürerek nüfuzlarını kötüye kullanmaktadır” ifadeleriyle şikayette bulunmuştu. İddiaların ardından yeni gelişmeler ortaya çıktı.
Aracının teslim edilmediğini belirten S.G. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe yazdı.
S.G., dilekçede şu ifadeleri kullandı:
“Olağan yaşamda iki kişiyi mağdur etmiş bir kişinin dahi tutuklanması beklenirken mevcut dosyada 200’ü aşkın kişiyi mağdur etmiş şüphelilerin hâlen tutuklanmamış olması tarafımızca anlaşılamamaktadır. Olayda A. C. ve H. C. isimli iki kişi yer almaktadır. Bu kişiler İstanbul Müftülüğüne bağlı din görevlileridir. Eşleri üzerine şirketi açmışlardır. Siyasi kişilere, belediye başkanlarına lüks otomobiller hediye verilmiş bu suretle tanınmaları sağlanmıştır. Bir kişinin, beş kişi getirdiği ve ahbapçılık şeklinde işleyen ‘aracı’ denilen komisyoncular üzerinden dönen bir suç grubu oluşturulmuştur.”
Bahsi geçen şahısların taşındığını öne süren S.G., “Bir başka tutuklanma nedeni olarak şüphelilerin delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme şüphesi mevcuttur” dedi.
S.G., sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Şüphelilerin, tanık ve mağdurlara yönelik korkutmaya ve baskı yapmaya yönelik eylemleri de mevcuttur. Tüm şüpheliler hakkında organize planlı hareket etmek suretiyle suç işlemelerinden dolayı ayrı ayrı mal varlıklarına el koyulmasını ve cezalandırılmak üzere haklarında kamu davası açılmasını talep ederim.”
